Ertan Sert: Türkiye Ekonomisinin En Büyük Skandallarından Birinin Kahramanı
1980’li yıllarda Türkiye ekonomisinin en çalkantılı dönemlerinden biri yaşanmıştır. Bir banka memurunun giriştiği işler sonucunda ülke ekonomisi büyük bir krize sürüklenmiştir. Bu skandal hikaye, adeta filmlere konu olacak türden bir başarı ve çöküş öyküsü sunmaktadır. Ve bu hikayenin başrolünde: Ertan Sert.
Bir Müzisyenden Banka Müdürlüğüne
Ertan Sert, 1942 yılında Ordu’da doğmuştur. Gençliğinde müzik alanına ilgi duymuş ve bir orkestrada davul çalarak geçimini sağlamıştır. Ancak aşık olduğu kızın ailesinin evlenmelerine izin vermemesi üzerine Sert, hayatında radikal bir karar almıştır. 1970’li yıllarda bankacılığa adım atarak, Bakırköy’deki bir bankada memurluktan müdürlüğe yükselmiştir.
Ticarete Atılıp Holdingler Yarattı
Efsane İşler kanalının belirttiğine göre bankacılıktan ayrılarak ticarete yönelen Sert, önce otomobil alım satım işleriyle tanınmaya başlamıştır. Ancak gerçek bir çıkışı Türkiye’nin ihracat odaklı ekonomi modelini benimsemesiyle yakalamıştır. Başak Makine Sanayi adını verdiği şirketiyle devlet teşviklerinden yararlanmış ve zekası sayesinde işlerini hızla büyütmüştür.
Hayali İhracatla Yükselen Bir İmparatorluk
Gazetelere yansıyan iddialara göre, Ertan Sert Almanya’da kurduğu şirket aracılığıyla 1981-82 yıllarında tam 17 milyon dolarlık bir hayali ihracat gerçekleştirmiştir. Halılar, perdeler, duvar kâğıtları gibi ürünler ihraç edilmiş gibi gösterilmiş, sahte faturalar ile yüksek miktarda vergi iadesi alınmıştır.
Peş Peşe Şirketler, Dev Tesisler
Başlangıçta başarılı bir hikayeye sahip olan Sert, Jakartx ve Masüs Kağıt gibi büyük fabrikaları satın almıştır. Ancak artan üretim, verimsiz yatırımlar, yüksek rüşvet giderleri ve lüks hayat tarzı şirketi içeriden kemirmiştir. Krediler ödenemez hale gelmiş ve borçlar büyümüştür.
“Herkes Batıyor, Biz de Batacağız”
1983 yılına gelindiğinde, şirketin iflası kaçınılmaz hale gelmiştir. Ertan Sert, yöneticilerine “Herkes batıyor, biz de batacağız” diyerek durumu kabullenmiştir. Ancak hükümet bu çöküşü durdurabilmek adına Anadolu Bankası aracılığıyla diğer bankalara teminat mektubu vererek şirketi kurtarmaya çalışmıştır.
Devletin Zararı ve Siyasi Gölgele
1985 yılında Meclis tarafından hazırlanan bir rapora göre, sadece Başak Grubu için kullanılan kredi miktarı 4.7 milyar lirayı aşmıştır. Toplamda devletin zararı ise 20 milyar lirayı geçmiştir. Ahbap-çavuş ilişkileri ile dağıtılan teşvikler ve kredi verilirken yapılmayan mali analizler açıkça ortaya konmuştur.
Hapishane, Tehditler ve Yurt Dışına Kaçış
Ertan Sert hakkında 1986 yılında tutuklama kararı çıkarılmış ancak Sert kayıplara karışmıştır. Teslim olduktan sonra tüm suçlamaları reddetmiş ve hakkında süren yargılama sırasında Marmaris Limanı skandalı patlamıştır. Sert ve diğer iş insanlarının ihracat kaydıyla yurt dışına ürün satıyormuş gibi göstermeleriyle 105 milyon dolarlık bir vurgun skandalı yaşanmıştır.
“Bu Kitap Yayınlanırsa Türkiye Karışır”
Sert, verdiği bir röportajda iki ciltlik bir kitap yazdığını belirtmiş ve yayınlanması durumunda Türkiye’yi sarsacağını iddia etmiştir. Holdingler ve siyasiler arasındaki karanlık ilişkileri anlattığını belirterek, gerçek isimleri değiştirse de aile için kitabı yayınlayamayacağını belirtmiştir.
Sadece Bir Kişinin Değil, Bir Sistemin Çöküşü
Ertan Sert’in hikayesi sadece bireysel bir çöküşü değil, aynı zamanda Türkiye’deki devletin nasıl istismar edildiğinin çarpıcı bir örneğini sunmaktadır. 1980’li yıllarda hayali ihracat yapan pek çok şirketin devletten alınan trilyonlarca lira teşvikle bu skandala ortak olduğu ortaya çıkmıştır.