Piyasaların gözü ABD Merkez Bankası’nda: Trump dünya ekonomisini nasıl etkileyecek?

Yılların en politik gündemlerinden biri olan ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı çarşamba günü tamamlanıyor. Piyasalar, çeyrek puanlık bir faiz indirimi beklerken, bu karar bazı politika yapıcılar tarafından “çok küçük ve geç” olarak görülürken, bazıları ise indirim gereksiz buluyor.

Toplantı kadar kritik bir diğer konu, politika yapıcıların ekonomiyi ve para politikasını nasıl öngördüğünü gösteren güncellenmiş projeksiyonlar olacak. Bu projeksiyonlar, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomik politikadaki kapsamlı değişikliklerinin ardından merkez bankasına yaptığı faiz indirme baskısının etkilerini de yansıtacak.

Trump, ekonominin hâlâ sağlıklı olduğunu savunarak faizlerin olağan seviyeden çok daha fazla düşürülmesini istiyor. Trump’ın merkez bankası üzerindeki etkisi, toplantıyla birlikte netleşmeye başlıyor.

Stephen Miran, Trump’ın Ekonomi Danışma Konseyi başkanlığı görevinden izinli olarak ayrıldı ve toplantı öncesi Fed’in yedi üyeli kuruluna üye olarak yemin etti. Yönetim, ayrıca, Guvernör Lisa Cook’un görevden alınması sürecinin devam etmesi için ABD Yüksek Mahkemesi’ne başvuracağını açıkladı.

Trump, önce Fed Başkanı Jerome Powell’ı görevden aldırarak faizleri düşürmeyi hedefledi, ardından Cook’a yöneldi ve onu, bir ipotek başvurusunda bilgi yanlışlığı iddiasıyla görevden aldığını duyurdu. Cook, mahkemede görevini sürdürmek için dava açtı ve şu ana kadar mahkemeler lehine karar vererek görevini sürdürebileceğini belirtti. Cook ise herhangi bir yanlış yapmadığını ve suçlanmadığını savunuyor.

Bu ortamda, politika yapıcılar son ekonomik verileri değerlendirip Trump’ın ekonomiye etkisini analiz edecek ve saat 21.00’de (TSİ) yeni politika bildirisi ile ekonomik projeksiyonları açıklayacak. Powell ise 21.30’da basın toplantısı düzenleyecek.

RİSK DENGESİNDE DEĞİŞİM

Çeyrek puanlık faiz indirimi, yaz aylarında işgücü piyasasına ilişkin verilerin yumuşamasıyla haftalardır piyasalarda en olası beklenti olarak görülüyor.

İÇ TARTIŞMALAR DEVAM EDİYOR

Temmuz toplantısında, Trump tarafından atanmış guvernörler Christopher Waller ve Michelle Bowman’ın iki karşı oy vermesi sonrası, bu toplantıda daha fazla anlaşmazlık yaşanabilir. Analistler, Miran’ın daha büyük bir indirim lehine oy kullanmasının ve Waller ile Bowman’ın buna katılmasının muhtemel olduğunu belirtiyor. Kansas City Fed Başkanı Jeffrey Schmid ise hâlâ sıkı duruşunu sürdürüyor.

PROJEKSİYONLAR TRUMP DÖNEMİNİ KAPSAYACAK

Toplantıyla açıklanacak projeksiyonlar, 2028 sonuna kadar uzanan tahminleri de içerecek ve Trump’ın tüm görev süresini kapsayacak. Uzun vadeli projeksiyonlarda büyüme trendleri öngörülse de, bu yıl ve gelecek yıl için yapılan tahminler, Haziran ayından bu yana politika yapıcıların enflasyon, işsizlik ve faiz yoluna ilişkin görüşlerini nasıl değiştirdiğini gösterecek.

Haziran projeksiyonları, Trump yönetiminin ithalat vergilerinin enflasyonu artırabileceği endişesini yansıtıyordu. Ancak o tarihten sonra istihdam artışı öngörülenden daha yavaş gerçekleşti. Powell, Ağustos ayında Wyoming’deki Fed araştırma konferansında, yeni ithalat vergilerinin enflasyon üzerindeki etkisinin geçici olabileceğini belirterek, “Risklerin değişen dengesi politika duruşumuzu faiz indirimiyle ayarlamayı gerektirebilir” dedi.

BEKLENTİLER NE YÖNDE?

Son veriler, işgücü piyasasına ilişkin riskleri teyit ederken, ekonomi büyümeye devam ediyor. Yatırımcılar, Fed’in eylül, ekim ve aralık toplantılarında çeyrek puanlık indirimler yapacağını, gelecek yıl ise daha yavaş bir indirim temposu olacağını öngörüyor.

Yetkililer, faiz oranını Aralık 2024’ten bu yana yüzde 4,25 ile yüzde 4,50 arasında sabit tutuyor. Üç indirim yapılması durumunda ise, politika yapıcıların “işgücü piyasasındaki olası riskleri dikkate alması” gerekecek. Oxford Economics Başekonomisti Ryan Sweet, enflasyonun hâlâ Fed için ciddi bir sorun olduğunu ve tarifelerin etkisinin bu sonbaharda artabileceğini belirtiyor.

Haziran projeksiyonlarında, politika yapıcıların tercih ettiği enflasyon ölçütü olan Kişisel Tüketim Harcama Endeksi’nin yılın dördüncü çeyreğinde yüzde 3 seviyesinde olması öngörülmüş, bu rakam merkez bankasının yüzde 2 hedefine göre oldukça yüksek bulunmuştu.

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir